Sabah gazetesinden Ömer Karahan’ın haberine göre, Süreyya Yalçın, kendisini arayanları telefonu açana kadar farklı şekillerde karşılamak için yapılan bir servisten ‘Aradığın kişiye ulaşmak öyle kolay mı sanıyorsun… Bu kadar star bir insanın arayanı çok oluyor haliyle… En azından telefonu meşgul değil, ne güzel çalıyor bak’ melodisini dinletiyor.
Dünyanın en zenginleri listesinde yer alan ve 2008’de vefat eden iş insanı Faruk Yalçın’ın kızı Süreyya Yalçın, lüks yaşantısıyla ve son dönemde verdiği kilolarla magazin gündeminden düşmüyor. Sosyetik güzel, 2016 yılında Ozan Baran ile evlendikten sonra yaşamını ABD’de sürdürmeye başlamıştı.
ELEŞTRİ YAĞDI
Yaz tatilinden fotoğraflarını paylaşan ünlü isme zayıflığa hakkında eleştiri yağmıştı. Sosyal medyada yorum yağmuruna tutulan sosyetik güzel sessizliğini bozmuştu. Tatil için ABD’den Bodrum’a gelen ve tatiline kaldığı yerden devam eden Yalçın, hakkında yapılan yorumlara, 4.9 milyon takipçisinin bulunduğu Instagram hesabından yanıt vermişti:
“Herkes zayıflığımı konuşuyor. Beni merak etmeyin. Ben sağlıklı ve mutluyum.”
Sıkça anoreksiya ya da blumia hastası olduğu öne sürülen Süreyya Yalçın, kendisine yemek yemediğini söyleyenlere yönelik bir paylaşımda bulundu. Yalçın’ın yemek yediğini ispatlayan paylaşımında boynuna bolca nazar boncuğu taktığı görüldü. Yaşamını Amerika’nın Miami şehrinde sürdüren, Türkiye’ye sık sık tatile gelen Yalçın, şimdilerde Bodrum’un keyfini sürüyor. Son olarak ünlü isim, Bodrum’da özel bir hastaneden kendisine yanlış teşhis konulduğunu söyledi. Süreyya Yalçın yaşadıklarını bir bir anlatarak sosyal medya hesabında takipçileriyle paylaştı.
“YAŞADIĞIM DENEYİM KORKUNÇTU!
Sosyetik güzel Süreyya Yalçın başında gelen olayla gündeme düştü. Yalçın, 3 hafta önce gittiği Bodrum’daki özel bir hastanede “3 gün önce hastaneden aradılar, ekiplerin kaburga kırığını gözden kaçırdığını söylediler.” diyerek kendisine yanlış teşhis konulduğunu anlattı:
“Sizlere son yaşadığım bir olayı aktarmak istiyorum. Üç hafta önce kaburgamı kırdım ve şiddetli ağrılarla Bodrum’da özel ve benim için çok önemli bir hastaneye gittim. Yapılan ilk değerlendirmede kırık ya da çatlak tespit edilmedi, sadece ağrı yaşadığımı söyleyip beni gönderdiler. Ancak üç gün sonra hastaneden beni arayarak, radyoloji ve diğer ekiplerin ilk değerlendirmede kaburga kırığını gözden kaçırdığını söyledi. Tekrar muayene için beni hastaneye çağırdılar. Ben de raporlarımı alıp doktoruma gönderdim ve aldığım cevap ise iki kırığımın olduğuydu. Yaşadığım bu deneyim korkunçtu. Böyle önemli bir hastanenin ciddi bir değerlendirme yapmaması, üç gün boyunca ‘kırık yok’ diye rahat hareket etmem daha kötü sonuçlar yaşamama sebep olabilirdi. Bu tarz hatalı değerlendirmeler benim gibi başkalarının da sağlığını tehlikeye atabilir. Hastaneler, insanların sağlığıyla oynamamalı. Sağlık konusunda ikinci bir görüş almanın ve içgüdülerimize güvenmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Daha dikkatli olalım, daha sorgulayıcı olalım.”
patronlardunyasi.com